31 Ekim 2014 Cuma

GAYR-I NİZAMÎ HARP

Gayr-ı nizami harbe cevap verecek milis kuvvetlerinin olması gerekir. JİTEM yoldan çıkmışsa uygulama kökten neden askıya alınsın...
Biz coğrafya olarak, gayr-ı müslim unsurların ortasındayız. Dar zamanda bu unsurlar gayr-ı nizami her yolu deneyerek, bu ülkeyi zora sokarlar. Bu yeni de değildir...
Milis kuvvetlere bizim gibi bir ülkenin daima ihtiyacı var... 
Kışla askerliği yanı sıra ve önemle daimi ve yenilenen milisimiz olmalı...
Bölgelere göre farklılık taşıyan milis kuvvetlerimizin olması ve sürekliliği, tecrübenin gerektirdiği bir şey değil midir?
Milis harbi verecek kurum "korucu sistemi" gibi eğreti değil, her yönüyle üst-özel eğitimden geçmiş askerlerden oluşturulmalıdır. Bunlar eğitim ve donanım itibariyle yüksek özelliklere sahip oldukları gibi, kıyamete kadar söndürülmemesi gereken bir ocak gibi yenilenmelidir.
Bir kişi bile vatandır...
Bizim çocuklarımız kolay yetişmiyor, tırnaklarına bile zarar gelsin istemeyiz…
Devlet de bunun için vardır.

30 Ekim 2014 Perşembe

PATRONLAR VE TERÖR AĞALARI

PKK'nın ve demokratik(!) uzantılarının ezik Kürtleri istismarıyla, patronların işsiz insanları istismar edip öldürmeleri arasında fark yok...
İşsizlik ve sefalet aslan gibi delikanlıları, denetimsiz maden ocaklarına mecbur bırakır... 
Patron, için biri kabul etmezse öbürü...
Peki tedbir?
Hak getire...
İsterseler ve bunun zor da olduğunu sanmıyorum; yeraltı haritaları çıkarırlar. KAldı ki, madeni basan birikinti filan değil, bir nevi akarsu...
Aslında bunlar patron da sayılmaz, sonradan görmedir ve "yarım ağa" kılıklı tiplerdir.
Benzerleri demokrat(!) Kürt önderleridir, "yarım ağa"dırlar, diğer yarıları da frenk taklitçisi. "Ula gırrolar'" diyordu ya Şener Şen, benzeşiyorlar... İki gün sonra eyleme çağırıyorlar marabalarını, onlar da koşacaklar... Zorunluluktan değil bu sefer, fikri açlık ve manevi boşluktan. Böyle olmasa USA armalı askeri elbiselerle poz verir mi peşmerge?
Daha vahimi "Biji serok Obama!" diye tezahüratta bulunmuşlar. Apo cenapları fena bozulmuş olmalı, bozulmasına mahal yok aslında, o çocuklar kendi eserleri. Maraba yerine kullandıkları Kürt gençleri akıllanmış ve gerçek efendilerini tanımışlar.
Haçlı demiştim, neden dediğim bugün itibariyle daha iyi anlaşılmıştır. Haçlı ama sadece uşaklar yine de... Allah korusun, bir Haçlı seferi olsa, bunlar "Biji serok!" diye işgalcilere selam dururlar... Bir de Selahattin Eyyubi'yi kullanmaları, Sallabaş Selo'yu kahramanlaştırmaları yok mu? O garson ulan, sıradan bir garson...
Patron yahut önder...
Caniler...
Biri ekmek uğruna naçar düşmüşleri istismar ediyorlar... Diğeri, boşluk içerisinde ve hastalıklı kitleleri dağa yahut sokağa döküp, kanlarından besleniyorlar... Bu tür patronlara merhamet, merhametsizliktir; asla acımamalı... Ötekilere de öyle...
1 Kasım'da kanlı önderler, aynanın karşısına geçip, "Eyleme hangi elbise daha iyi gider, marabalar en çok beni nasıl karizmatik bulurlar!" diye düşünür, giyinir kuşanır sokağa çıkarlar. Belki, bir polise diklenip edip kürt çocuklarına "kabadayılık nedir?" öğretirler... 
Evinizde oturun ey evlad-ı vatan!
Geleceğe hazırlan!
Geçecek bunlar, inanın geçecek... 

YERYÜZÜ ALNIMIZA ZİMMETLİDİR

Danimarka, kendilerine sığınan Kürtler konusunda Türkiye'ye bir teklif getirmişti...
Bence altı çizilecek bir husus idi...
“Bize uyum sağlayamıyorlar, size verelim bir miktarda para verelim...” demişlerdi.
Para...
Ne yapacağız parayı, Bölücü Kürt taleplerine tüm bütçenizi verseniz duyuramazsınız. Kültürlerini yaşamaları ve yaşatmaları arzusu göstermeliktir; kültür varsa vardır, yoksa yoktur; hiçbir baskı diri ve üretken bir kültürü zayıflatamaz, yok edemez. Kültür davranışa akseden yönüyle bilinir. Ben müslüman Kürtlerin Türklerden çok ayrı bir kültüre sahip olduğunu asla düşünmedim, düşünüyorlarsa bilgisizlikten kaynaklanıyordur. Bir kültürün muaşereti en yalın ve ince biçimde halkın seçkinlerinde gözükür. Bu yaşıma erdim, Kürt Seçkini rolü oynayanlarda, bırakın kültürü; insanlık namına "asalet" ibraz eden tek bir davranış görmedim. Standartları hiç olmadı; daima çok yüzlü davrandılar ve daha vahimi: Halk diye sahiplendikleri Kürt gençlerini merhametsizce dağa yahut sokağa teşvikte kan bankalarından cömertler. İçlerinde bu duruma karşı çıkanları ise entrika ve tehditle derhal susturdular...
Demek ki, kültür bir bahane...
Kültür, manevi bir esas üzerinde yükselir. İtiraz edip, maddi esas üzerinde yükselir diyorsanız ona da tamam ama manevî kültür, yani üst yapısal(!) durumlar yine vardır. Kürt Seçkinleri'nin ağzından, bugüne kadar manevi bir alana, sabit bir ahlâka dair tek bir söz duymadım... Tersine, şu anda dünyada en materyalist güruh... Kürtlerin bölücüleri ile de seçkinler bu yüzden iyi anlaşıyorlar ve mayaları da materyalizmde buluşuyor. Bu seçkinler müreffeh, bazıları lüks bir hayat sürüyor, marabaları da aynını istiyorlar. Ekmek, aş değil sadece; bedava tahsil, bedava elektrik, bedava su, bedava otomobil vs. istiyorlar. Gerisine asla inanmıyorum, kinlerinin tek sebebi köle ahlakı ve hasetlik... Aslında sadece Türk'e değil; her insana karşı, her topluma karşı öfkeliler...
"Efendi Ahlakı”na da sahip çok Kürt tanıdım ve hepsi dostumdur...
Toptancılığa değil,  "ahlakî" bir değerlendirmeye de ihtiyaç vardır; bu yapılması gereken en ciddi iştir ve namusluları kesin tefrik gerekir. Suriyeli muhacir bir aileye ağılını eve dönüştürüp veren çok fakir bir Diyarbakırlı aile reisi şöyle diyordu: Ekmeğimin son lokmasına kadar bu aileye sahip çıkacağım. Benim böylesi bir "Efendi İnsan" ile dünya ve ahrette hiçbir davam olamaz... Aynından benim mahallemde de var, yemin ederim karnına taş bağlayan "Hanım efendiler", er kişi hanımlar bile var...
Vandalların torunu Danimarka'ya dönüyorum ve duymalarını isterim...
Yanlış düşünüyorsunuz…
Aslında Türkiye'den memnun olmayan bütün Kürtlere kapınızı açmalısınız, bunlar sizinle her konuda anlaşırlar, Türk'e isyan ederler ama sizinle uzlaşırlar. Gelirler ve size çok büyük yardımları dokunur. Bir defa sizin nüfusunuz artmıyor ve askeriniz az, nüfusunuzu kısa artırmış olursunuz. İcabında Papa hazretleri yeni bir Haçlı Seferi düzenlerse, hazır "kürt tugayları"nız filan olur. Biz iktiza ettiğinde cephe savaşını seven bir milletiz, unuttuğunuzu da asla zannetmiyorum. Son haçlı seferi Çanakkale değil miydi? Yamyam, hindu, gurka... Bu çeşitliliğe Kürt birlikleri de ilave edilmiş olur. Hem arada bir başımıza kaktıkları "Biz de Sultan Alparslan'a Malazgirt'te yardım ettik!" deyip, rüşvet taleplerinden de kurtulmuş ve bir nevi ödeşmiş oluruz. Papa, Kürtlere Türkiye’yi vaat etsin, hatta öldürecekleri her Türk başına ödül versin, uçarlar. Parayı, lüx hayatı çok arzularlar; alın ve besleyin, gönlünüzce kullanın…
Hulasa: Bunlar size iyi gider Danimarka ve bilumum AB ülkeleri... Üste siz değil, biz para bile verelim, yeter ki, düşmanımız cepheden gelsin...
Sıkı durun...
Türk kökenli olup da, Haçlıya asker olmak isteyenler yok mu?
Artık var, çok sayıda hem de...
Bu yazı onların da hoşuna gitmeyecek... Hatta "Irkçı" görüşlerimden(!) dolayı, dolaylı olarak bu cism-i nâtüvanın sözünü topuğundan vuracaklar... Mühim değil, “Ebediyyen ırkıma yok izmihlâl!” de derim... Irkım alnımızdan okunur, tekmil yeryüzü de alnımıza zimmetlidir...
Onlara da benim teklifim aynıdır...
Birleşsinler, birlikten kuvvet doğar!