I.
Ye
Ye Ye Yeah
Yes
de gitsin sen de be Sir,
Çifter
çifter gökdelenler aşkına breh!
Barut için mazot hakkında ve televizyon,
Televizyon acayip şey: vizyon misyon pozisyon…
Kâhinleriniz keskin müneccimleriniz temkinli
Dünya
düz bir tepsi
Başlar
kesilir kesilir gelir önünüze
Çağdan
çağa sıçrarsınız bir günde
Yıldızlardan
sekersiniz.
Mahzenleriniz
serin ilminiz pek de derin
Urgan
baldıran gaz odası tercih sizin...
Hançeremde
iki dünya saklı bir değil
Yedi
deniz yalamış perçemimi…
Kim dağıttı çekilmemiş resmimi ele verdi hanginiz,
Paralel mi sekti kurşun yandan mı gelmiş.
Kırallar
ki dizi dizi merasim bölüğü
Dürbünleri çivilenmiş tahtlarına
Yüreğimse dönmüş Bağdat yoluna.
Ufukta ne çöl gözüküyor ne leylâ
Ne
mecnun var ne de fethedilecek bir kale.
II.
Nazarımız
başa dedik boynumuz kıldan ince
Bekledik
seyis olduklarını bile bile
Dizbağı
kuşandığını tüm kıralların…
Emlak
borsa medya,
Ve
koynunda lejyonerler yatıran moda…
Tümü
kıral bunların sayın sayın kıralım.
Beklediğimiz
bir daüssılaydı
Minik bir reddiye Piyer Lermit çerisine
Evetinden
hayırından bir göz işmarı
Yeterdi
yeter hattâ artardı bize.
Bekleriz
hâlâ ilm-i nücum nedir bilmeden
Vad’edilen
bir günümüz yok
Cepten
cebe de gezdiremeyiz vatanımızı.
İşlesin
dedik harf hareke cezm şedde
Çan
kaya kum değsin birbirine…
Okşadı:
Çan kayayı, kaya kumu
Oyun
kuruldu.
İşte
karşındayız el-pençe…
Zarif
bir baston laci laci smokin
Çift
perdahlı sinekkaydı...
Kürsü üstümüze gölgeydi güya
Ferah
inciler yağacaktı başımıza.
Uçuşan her kelime yaban arısı
Ahali ya ölü ya uykuda
Biraz efsun çokça bay bay ve riya.
III.
Biz
rüya görür tabir bilmeyiz
Gül eker ısırgan biçeriz…
Bir
gülbank çekti mi ince saz heyeti
Yırtarız
resimlerimizi günlüklerimizi.
Kadife
kaplı potinler gıcırtılı
Güvercinler alalanmış
kuzgun yavrusu.
Biz
rüya görür tabir bilmeyiz…
Eylül...
Gazel gibi döktü akranlarımızı
Şubat:
Kökten israiliyat.
Çok
namert köprüler geçtik
Biliyorduk
oysa ölüme çare kökünü
Basit
bir denklem kurmuştuk
İki kere iki gibi
Kılıç
kınını kesmez gibi.
Sayılmışız
saymalarla ya müphemiz ya elde bir.
Adım
askıda parmağımda mühür…
Yenildim
yenilmedim yenildim yenilmedim
Diye
diye koparmak gençlik sayfalarını
Bana
göre iş değil.
Eve
eli boş dönmüş olayım yine
Unutayım
parmağıma bağladığım ipi
Hayatımın
en ağır ihanetini…
IV.
Güz
geçti
Hülyalarla
sevdalarla geldi geçti
Kıralın
barok kızları oynadı güldü geçti
Bir
darb-ı mesel daha yarım kaldı.
Liberal
güz oğlanları semiz
Bizse
ya arpacığın silme tepesindeyiz,
Ya
azgın bir nehrin tam ortasında…
Bademler
de zaten bahar kadar yalandı.
Bıyığıma
tarak gerekmedi doğuştan
Mahcuptum
ergenliğim sarı zarfa çıkmıştı
Freud’a
göre süblimasyon,
Bilmez
ki o kaderim çok inceydi.
Papatyaya
nasıl kıyaydım altı üstü kaldırım
Gelip
geçti kalmadı gözüm kimsede
Ben
çok eskiden çok eskiden sevdalandım.
Şerbetlendim
kulağıma dolan ilk sesle.
Şarklı
derler bize demir ökçeli leydim
Sabır
taşı gibi sır küpü kadar.
Anlamam
niçin yaktın sicilimizi
Niçin
inmez saçların topuğuna
Kahpe
ya da azize ne isen o.
Kıssadan
gidelim biz;
Vatan
bir keklik mi çantanızda
Kaç
elde bir sağda sıfır saydınız?
Sen
halkalı nü aziz peder mülayim
Gelip
durdunuz kapımıza
Milli
gelir yekûnu bağlandı yumurtaya
Tavuklar
geçici kur ayarcısı
Makarna
yine katık soğan yine esprili...
Dolar
kavi rakam büyük ülke müreffeh
Ye
ye ye yeah.
V.
Bizse
sayıldık dostlar parmak hesabı
Kütükte
ya müphemiz ya elde bir.
Vakanüvisler
tutmaz kaydımızı
Geçmişimiz
bir kalemde silinir.
Öyleyse
vursun boynumuzun vebali davullar
Şıkkada
şak şak bir memleket havası
Çakılsın
imzalar başparmak vekil olsun.
İpek
kıravatlı haramiler
Kutlasın
yeni kırallığımızı.
İşlesin
çark-ı devran otomatik otomatik işlesin
Gücü
gücü yeteni demokratik demokratik dişlesin.