28 Ağustos 2023 Pazartesi

İKTİDAR VE DÜZENLEME SEVDASI
Hayvanlar iktidar alanlarını kokularıyla çizerler.
Koku, işarettir; işaretten başka bir şey değildir.
Tarihte iktidar alanının içindeki her şeyi, kendi işaretiyle damgalayan yığınlarca kudret sahibi gelmiş geçmiştir. Arkalarında kan ve zulümden başka bir şey kalmamış; kendileri de kötülüğe timsal olmuştur.
Modern iktidar anlayışının "düzenleme sevdası" da böyle bir şeydir. Kudret sahibi olmak, modern iktidarın ahlakına tabi olmayı gerektirmez. Gördüğüm kadarıyla modern iktidarı din yahut başka bir ideoloji adına eleştiren ve günümüz dünyasında lokal de olsa iktidar gücünü kullanan nicesi, acımasızca bir düzenleme operasyonuna girişmiştir.
Özellikle din adına moderniteyi eleştirerek, modern dünyada kudret sahibi olanlar, kendilerini kutsayarak daha aşağı bir düzeyde dünyayı/iktidar alanlarını işaretlemekte, damgalamaktadırlar. Deaş, Fetö başta olmak üzere en uçta yığınlarca aktif örnek olduğu gibi; potansiyel olarak aynı özelliğe sahip ama riyakarca suret-i haktan görünen insanların, ekiplerin, STK'ların varlığı korkutucu bir düzeydedir. İslamcılık adına zafermiş gibi takdim edilen nice lokal iktidar sahibi; öfke, kin ve nefret saçmakta ve canlı bir muktedir tipi çizmektedirler.
Bu ahlakın islam toplumlarında alabildiğine hakim oluşu, çok ağır bir travmadır. Bu travmaya maruz kalmak acıdır ama sonuna kadar da direnmek gerekir.
Ve bu uğurda direnmek, tüm zamanlarda ve buğun evrensel boyutta insan olmanın gereği, mümin olmanın yegane alametidir. 

27 Ağustos 2023 Pazar

YAPAY ZEKÂLILAR YÖNETİŞİMİ
Benim nahiye müdürümdür mabeyninde bir zatı tayin ettirip, yanına bir kısım kültürlü(!) zevatı katarak kenti tastamam yönetmek, teamül oldu. Giden adeta yerine bir, hattâ birkaç dublör bırakıp gidiyor. Aslında giden de yok; eskilerin nöbetleşe belediye reisi tayin edilmesi de teamül haline gelebilir. Bunlarla azıcık uyuşmayan ve başkaca kusuru olmayan bürokratlar, ufacık bir operasyonla ayıklanır.
Oyun oynuyorlar, dünyalık oyunlar... Basit oyunlar ve basit adamlar ve basit çıkarlar. En ufak bir vizyonları olmadı, olmaz; çünkü yeteneksizlikleri seçkin olmalarının ana şartıdır.
Sahnede, mikrofonda, yılışık sofralarda yer kapmak için aşağıdan süren çiğ mi çiğ bir de okur yazar ayak takımı var.
Güzellik var mı? Elbette var. Bu anlattıklarımın tamamen dışında ve belki bu yüzden temiz kalmış insanlar çok. Arayın onları bulun, onlarla sohbet edin. Umutsuzluk haram.
"Katır ideolojiler"den söz edebiliriz, taze kavramdır hediyem olsun. Bu ideoloji sağda ve solda revaçta; derin bakınca bir afet gibi. Katırların soyu sürmez ama burada durum başka ve tabiat hilafına iş tutabilen benlik teknolojileri söz konusudur. Saf kalmak ve saf tutmak şart.
İnsan inşa etme konusunda gayreti ve fikri olmayanların kurduğu bu yapılaşma,; marufsuz, maarifsiz insan üreten bir aygıta dönmüştür. Yapay zekânın yakın geleceğe doğru büyük dertler açacağı izah ve tahminden varestedir; yapay zekalı insanların kentlerin hakimi oluşu ise, elan yaşanan bir derttir. Kıdem durumuna göre sıralanmış yapay zekâlı adamların yöneti(ş)imini* temaşa ediyoruz.

*Management karşılığı olarak yönetişim kelimesine ihtiyaç var ve sevimli gözüküyor.

17 Ağustos 2023 Perşembe

BİR UFACIK MAHCUBİYET
Kazan-kazan cari ve üst düzey paylaşımları sağlayan "ekonomik muaşeret"tir. Biz, kademede bekleyenler ise, daima piyasaya/dolara eyvallah etmeden yaşamanın kavgasındayız.
Buna meşruiyet sağlamak için kıvrılmak ve bükülmek acı veriyor ama böylece kendinize de yeryüzünde bir yer edinmiş oluyorsunuz.
Esas rahatsız eden de şu: Yer edinenler, yerlerini korumak için "sürdürülebilir islamcılık" istiyorlar ve kendilerine yönelik eleştirileri asla hoşlanmıyor, bazen de tekfire vardırabiliyorlar.
Tarihe angaje olmak kaçınılmaz, ortalığı çakallara bırakmayız. Ancak ve sonuna kadar: Müslümanlık, tarih ve siyasete asla bükülerek bağlanabilecek bir yol değildir.
Benim, iktidar nimetlerini tepe tepe kullanırken bakanlarda, mebuslarda ve şu kıvrak atanmışlarda görmek istediğim şeyi samimi bir mahcubiyettir. Bunun yerine tekebbür görünce çıldırıyorum. Kazan mazan dubaraları beni hiç mi hiç ırgalamıyor. 

15 Ağustos 2023 Salı


SERVET-DEVLET VE KENT
Sağdan say on, soldan say on bir kişi olsun. Bu kadarcık azınlık, yüz binlerce insana nefes aldırmadan ve akla gelebilecek her alanı yönetiyor. Bu tamamen sizin eseriniz.
Servet ve hususen devlet-servet işbirliğine dayalı bir kapitalist baskıcı yönetim modeli...
Siz buna kent devleti de diyebilirsiniz. Bu yapılaşmayla mücadele insanî bir görevdir...
Kendi adıma bu yapılaşmayı sebebi ve müsebbibiyle tarihe geçirmeye ömrümün yetmesini dilerim.
Bu kadar kirin içerisinde konforlu hayat sürenlerin inanç dünyaları ve ideolojileri beni asla ilgilendirmiyor.
Uymayacağım!
Muaşeretimi de bozmamaya gayret ederim, çünkü çıkmamış canda ümit vardır.
Hayat: İnanmaktır. 

12 Ağustos 2023 Cumartesi

EĞRETİ DÜŞÜNÜR
"Adam bildik köy sorduk!" diye bir deyim vardır...
Başıma gelmişti, gerçekten! Yolu sordum, o "Ağaç suluyorum!" dedi...
Adamın adamlığını bilmem ama meğer sağırmış!
Onu geçtim...
Bir başkasına sordum, arkasını döndü...
Meğer o da ahraz imiş...
Bir başkasına daha sordum, hiç cevap vermedi, meğer o da büyük bir gazetede yazarmış...
Çocukken düşünceliydi, şimdi "Eğreti Düşünür" olmuş...
"Eğreti Düşünür" yaygınlaşan bir tip...
Okuduğunu hayata aktaramaz, çünkü karşılığı yoktur...
Hayatını okuduklarına bağlayamaz, çünkü hayatı yoktur.
Bir tek mürekkep yalamış olmasının gururu vardır, işte böyle kâtip olur...
Halkınızı sevin, çünkü halk aydındır...

9 Ağustos 2023 Çarşamba

MAKTUL ŞEHİRLER
Saçlarımın şehirle beraber ağarmasını isterdim...
Torunlarımız ak saçlı dedelerini görecek belki, düşük ihtimal de olsa az sayıda dede torunlarını kucaklarında büyütebilecektir...
Şehir ak saçlı bir bilgedir...
Ab-ı hayatı insan farkında olmadan şehre içirir; yerin altına göçmediği müddetçe şehir ölümsüz ve omuzları dik bir ak saçlı gibi kucağında nesiller büyütür...
Yer altına gömülen şehirlerin hikayesi bilinir; bizzat sakinleri tarafından katledilenlerin ise üzerinde kentler ve kentliler eğleşirler...
Parkta anneler çocukları yahut bakıcılarıyla zaman geçirirken; bir kaç ihtiyar banklara oturmuş, parke taşlarına bakıyorlar...
Kente bırakacak mirasım yok...