DERİN MEVZU NASIL SONUÇLANACAK
Derinliğini bilmem ama mazisi eskidir ve derin devlet elbette var!
Şu an harekete geçen örgütlerin mazisinden eskidir.
"PKK yöneticilerinin devletle değil, AKP ile sorunlu ve savaşıyor görüntüleri çok kapsamlı bir psikolojik harekâtın göstergesidir." demiş, gerçek bir uzmanımız...
DAEŞ de aynıdır ama o haricî merkezli bir örgüt olduğu için hedefi direk Türkiye olarak belirlemiştir.
Ve tabii, ilk saniyeden itibaren ellerine verilen dosyayı kamuoyuna spiker gibi okuyan FGÖ müştemilatı...17 Aralık'ta başrolde idiler, şimdi ise medya, psikolojik harp, sosyal medya işi görevi düştü.
İki olayı da net olarak üstlenemeyen iki terör örgütü, başka ilişkilerinden dolayı gıkını çıkaramadan rollerini yerine getirmeye başladılar. Para ilişkileri ve diğer ülkelerin derin devlet ve istihbaratlarıyla olan ilişkiler; bütün terör örgütlerini ve legal yandaşlarını diplomatik fahişe haline getirmiştir.
Legal Devlet, belirgin bir "anladım ve gereğini yapıyorum" halindedir. Sonrası için hamleler değil, gelişmeler önemlidir. Bizdeki derin devletin millî bir hesabı yoktur, bunu anlamak için de fikirleri beyinlerine zerk edilmiş yazarlara bakmak kafidir. Neocon ve İsrail bağlantılı batı medyası ile aynı dalgadan yayın yapmaları ve hep aynı grup, aynı cemaat ve aynı insanların rol üstlenmiş olması, artık manidar değil; rutindir. Bu şekilde geçti bütün ömürleri.
Seçim bittiğinde gözler "%60'lık blok"a çevrilmişti...
Koalisyon ağızla oynanan bir bilardoya dönüştü. AK Parti, hem koalisyon için en istenmeyen parti; hem de hiç bir parti onunla hükümetlik etmek istemiyordu.
Bize göre ani ama derin faillerine göre hesaplı bir operasyon başladı. Önce terör ve ardından müdahale... Seçimin galibi(!) HDP tetikçilik üstlenmişti, önce ağırdan alan FGÖ bugün itibariyle tam gücüyle işin içerisinde...
Benim cevap aradığım şartlı soru: "ABD derin devleti, seçimleri kimin kazanmasını istiyor?" sorusudur. Şartı ise koalisyon hükümetinin kurulmamasıdır.
Bu soruya peşin cevabı olanlara benim vereceğim tek cevap, "Gevezelik etme!" olur. ABD'yi böyle tanıdım ben, herkesi satabilir. Diyelim ki, ABD'de Cumhuriyetçiler iktidara geldi, Kandil'e ve Pensilvanya'ya vaad ettiklerini verecek midir? Bir şey vaad etmesi de gerekmeyebilir, belki sadece beklentilerini ve iktidara olan hasetliklerini satın almıştır.
Peki terörün artmasının ve azıtmasının nedeni geçen seçimlerin sonucunun beğenilmeyip, müstakbel seçimde tabanın yönlendirilmesi midir? HDP ve FGÖ müştemilatının baştan beri söylediği ve savunduğu bu, yani ben söylemiyorum.
Sandıkla rulet oynanmayacağını az da olsa idrak eden bir kimse, bu fikirlerin sığlığını anlar. Koalisyon kurulursa, bizi bu kez nereye bakmaya zorlayacaklar, doğrusu bilemiyorum. Kurulursa uzun sürmeyeceği tahmin edilebilir. Koalisyon gerçekleşirse, kamuoyuna açıklanacak metindeki gerekçelerle değil, açıklanmayan mutabakatla gerçekleşmiş olacaktır.
Sonrası için ise tahmin değil, komplo teorileri üretilebilir.
NOT: FGÖ kısaltmasını kullanmaya başladım ve bu örgüt bitene kadar kullanacağım. Cemaatçi ile FGÖ de kesinlikle ayrışmalıdır. Meşrebimiz, kişiliğimiz uymasa da "cemaatçi" ile daima bir hukukumuz olacaktır. FGÖ üyeleri ve sempatizanları ile asla!
Bizm Sivas yazıları, 10 Ağustos Pazartesi, 16.57
Şu an harekete geçen örgütlerin mazisinden eskidir.
"PKK yöneticilerinin devletle değil, AKP ile sorunlu ve savaşıyor görüntüleri çok kapsamlı bir psikolojik harekâtın göstergesidir." demiş, gerçek bir uzmanımız...
DAEŞ de aynıdır ama o haricî merkezli bir örgüt olduğu için hedefi direk Türkiye olarak belirlemiştir.
Ve tabii, ilk saniyeden itibaren ellerine verilen dosyayı kamuoyuna spiker gibi okuyan FGÖ müştemilatı...17 Aralık'ta başrolde idiler, şimdi ise medya, psikolojik harp, sosyal medya işi görevi düştü.
İki olayı da net olarak üstlenemeyen iki terör örgütü, başka ilişkilerinden dolayı gıkını çıkaramadan rollerini yerine getirmeye başladılar. Para ilişkileri ve diğer ülkelerin derin devlet ve istihbaratlarıyla olan ilişkiler; bütün terör örgütlerini ve legal yandaşlarını diplomatik fahişe haline getirmiştir.
Legal Devlet, belirgin bir "anladım ve gereğini yapıyorum" halindedir. Sonrası için hamleler değil, gelişmeler önemlidir. Bizdeki derin devletin millî bir hesabı yoktur, bunu anlamak için de fikirleri beyinlerine zerk edilmiş yazarlara bakmak kafidir. Neocon ve İsrail bağlantılı batı medyası ile aynı dalgadan yayın yapmaları ve hep aynı grup, aynı cemaat ve aynı insanların rol üstlenmiş olması, artık manidar değil; rutindir. Bu şekilde geçti bütün ömürleri.
Seçim bittiğinde gözler "%60'lık blok"a çevrilmişti...
Koalisyon ağızla oynanan bir bilardoya dönüştü. AK Parti, hem koalisyon için en istenmeyen parti; hem de hiç bir parti onunla hükümetlik etmek istemiyordu.
Bize göre ani ama derin faillerine göre hesaplı bir operasyon başladı. Önce terör ve ardından müdahale... Seçimin galibi(!) HDP tetikçilik üstlenmişti, önce ağırdan alan FGÖ bugün itibariyle tam gücüyle işin içerisinde...
Benim cevap aradığım şartlı soru: "ABD derin devleti, seçimleri kimin kazanmasını istiyor?" sorusudur. Şartı ise koalisyon hükümetinin kurulmamasıdır.
Bu soruya peşin cevabı olanlara benim vereceğim tek cevap, "Gevezelik etme!" olur. ABD'yi böyle tanıdım ben, herkesi satabilir. Diyelim ki, ABD'de Cumhuriyetçiler iktidara geldi, Kandil'e ve Pensilvanya'ya vaad ettiklerini verecek midir? Bir şey vaad etmesi de gerekmeyebilir, belki sadece beklentilerini ve iktidara olan hasetliklerini satın almıştır.
Peki terörün artmasının ve azıtmasının nedeni geçen seçimlerin sonucunun beğenilmeyip, müstakbel seçimde tabanın yönlendirilmesi midir? HDP ve FGÖ müştemilatının baştan beri söylediği ve savunduğu bu, yani ben söylemiyorum.
Sandıkla rulet oynanmayacağını az da olsa idrak eden bir kimse, bu fikirlerin sığlığını anlar. Koalisyon kurulursa, bizi bu kez nereye bakmaya zorlayacaklar, doğrusu bilemiyorum. Kurulursa uzun sürmeyeceği tahmin edilebilir. Koalisyon gerçekleşirse, kamuoyuna açıklanacak metindeki gerekçelerle değil, açıklanmayan mutabakatla gerçekleşmiş olacaktır.
Sonrası için ise tahmin değil, komplo teorileri üretilebilir.
NOT: FGÖ kısaltmasını kullanmaya başladım ve bu örgüt bitene kadar kullanacağım. Cemaatçi ile FGÖ de kesinlikle ayrışmalıdır. Meşrebimiz, kişiliğimiz uymasa da "cemaatçi" ile daima bir hukukumuz olacaktır. FGÖ üyeleri ve sempatizanları ile asla!
Bizm Sivas yazıları, 10 Ağustos Pazartesi, 16.57