2 Ağustos 2015 Pazar

ETRAFIN TARAFI
İki taraf...
İki tarafa...
İki tarafa da...
“İki tarafa da eşit mesafedeyim!”
Nasıl yani?
Kaşarlı sucuklu tost musunuz?
İnsan olmak demek, mesafe ayarlamak demektir…
Bu söz bende gerçek anlamını kâmilen Sisi Darbesi’nde buldu…
Obama, Mursi ile Sisi’yi kast ederek, “İki tarafa da eşit mesafedeyiz!” demişti… Elbette eşit mesafede değildi ama yalan söylemeyi teknikleştiren bir devletten ve siyaset anlayışından başka bir ifade beklenemez.
Sonra dikkat ettim ki, “Eşit mesafelilik” yaygın bir kişilik. Modernizmin objektivasyona uğrattığı entelektüel çeşitler, aynı pazarın malı olduğu için “eşit mesafeli” görünmek zorundadırlar. Çünkü içe doğru, beşeri ilişkileri içinde çok az bir yer tutan kendiliklerini kendilerine ikna edemezler. Pek kıymetli olan “ruh sağlıkları”nı bozmamak için böyle olmalıdır. Dışa doğru ise hasarsız yahut en az hazarla pazardaki tezgâhını korumuş olmaktadır…
Karşımızda tahkiki gereken “iki taraf”ın olması bir şanstır, çünkü daha fazla taraf da olabilir. Bu, objektivasyon gereği bir olay karşısında meselâ yedi tane ama iç tutarlılığa sahip yedi ayrı hikâye ile karşı karşıya olmak gibidir… Kendinizde söz söyleme liyakati görüyorsanız, tahkik esnasında mesafesiz, tahkikiniz bittikten sonra da “Hakk”ta karar kılmış olmanız gerekir. Bu nokta karar noktasıdır; söylerseniz paylaşılan bir söz olur, söylemezseniz sizin kendiliğinizi sahtekârlığa düşmeden sağlamanıza yarar…
“Taraf” olmak içindir her şey, taraflara eşit mesafeli olmak için değil!
Usul ile ilgili bir şey söyledim, bence demeye gerek görmüyorum…

Bizim Sivas Yazıları, 2 Ağustos 2015, Pazar, 23.37

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder