7 Eylül 2024 Cumartesi


HER MESELENİN ESASI
"Kültür Simsarları" dediğim, devr-i sabıkın muvazzaf zevatı, şu uydurulan tarih üstüne türbe dikme hadisesinde neredeydiler ve işin neresindeydiler? Bu soruyu aslında çarşı cemaati yüzlerine sormalı. Olmadık kültürel etkinlikler için "huzur hakkı" alırken bu işten karları oldu mu? Çok soru var ve vicdanlara havale ediyorum. Bahse mevzu zevatın bol keseden dağıttığı yüz yılın üdebası unvanlarıyla şişirtilenler, sahi şehrinize yapılan hangi müdahalede bırakın muhalefeti en ufak bir görüş belirttiniz. Ödüllendirildiniz, alkışlandınız şapır şupur Yarabbi çok şükür diyerek kasıla kasıla gezindiniz değil mi?
Kente kasaba dediğimde hopur hopur hopluyordunuz ama ağzınızı açamıyor, başkalarını üstüme kışkılıyordunuz. Sizi kim eğitti bilmem ama iyi eğitmiş. Profsanız unvanından nemalanmak, şairseniz encümen azasından alkış almak, yazarsanız 4 Eylül'de adam yerine konmak, esnafsanız müşteri kazanmak, dernek üyesiyseniz davetlere buyur edilmek, şehri güzelleştirme konseyi başkanıysanız "ayy ne cici adam" dedirtmek için "sürü görünce koyun, puru görünce tilki" kesildiniz.
Her şey gelip gidiyor ahlaka, güzel ahlaka dayanıyor. Şu malum aziz meselesi de, Meraküm!den Gardaşlar'a kadar uzanan bütün çirkinliklerin sebebi işte bu şahıs kadrosudur. Bir davanız olacaksa "güzel ahlak" davası olmalıdır; yoksa, bu kir, bu pislik hakim ahlak haline gelir, belki de gelmiştir.
Temiz nefes şehri, dünyayıi kainatı güzelleştirir; pis nefes bozar, çürütür, çirkinleştirir. Çünkü mevcudat insanın nefesiyle soluk alıp verir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder