Hannah
Arendt,"Yetişkinlerin otoritesinden kurtulmakla çocuk özgürleştirilmiş olmaz,
çok daha ürkütücü çoğunluğun zalimliğine, maruz bırakılmış olur!" demiş...
Bunu hayatının kısm-ı azamı
üniversitede geçmiş biri olarak, iyi bilenlerden biri sayılırım...
Elinin önünü arkasını
bilmeyen ama kalıbı büyük adam gibi gösteren çocukların özgürlüğün ne işe
yarayacağını öğrenebileceği tek yer aile ortamıdır. "Özgürlük
Eğitimi" verilmediğinde, çok fazla eğitim zayiatı veriyoruz.
Baştan ayağa ve güya rasyonelleştirilen dünyada kendini tüketen insana, aklını
kullanmaması gereken bir özgürlükler pazarı kurulmuştur... Aklını kullanmasına gerek yoktur, çünkü eldeki seçenekler
zaten hür aklın ürettikleridir, ayrıca zahmete gerek yoktur.
Tepe tepe kullananın, aslında tepile tepile kullanıldığını anlamak;
mevcut dünyada sorumluluk sahibi insan olmanın ön şartıdır...
Bu noktada roller değişiyor...
Pazarın sunduğu özgürlük mallarını fiyakalı bir biçimde kullanan epistemik,
siyasi, iktisadi seçkinler, mevcut dünya sisteminin garantörleridir... Çünkü
sorumluluk taşımazlar, riske girmezler, birbirlerinin pisliğini örterek
yaşarlar...
Çoğunluk zalim midir?
Evet...
Ama zalimlikleri vekâletendir.
Çoğunluğa vekâleten “özgürlük üretenler”in zalimlikte vekilidir çoğunluk…
Bizim Sivas Yazıları, 7 Temmuz, 22.45, 2015
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder