12 Eylül 2015 Cumartesi

TÜRK’ÜN SOSYOLOJİK KARŞILIĞI
Sosyoloji mi buyurmuştunuz?
Alın size sosyolojinin en sağlamı: İbn-i Haldun’a göre, devlet haline gelen beylikler çok unsurlu olur ve o devleti de en kuvvetli bağ ayakta tutabilir. Türk, devletimizi ayakta tutan sebeb asabiyyetidir...
Alenen yahut zımnen "Türk Düşmanlığı" yapan her örgüt, her cemaat, her fert haçlı askerinin maşasıdır...
Emperyalist ülkelerin düşmanlığı, insanî değerler açısından makul olmasa da tapınak haline döndürdükleri tarihleri açısından anlaşılabilir mahiyettedir...
İçeridekiler ise insanî değerleri sıfırlanmış güruhlardır...
“Bilim jargon”u diye bir söylem vardır ve bilim paye sahibine jargonu miktarınca paye verir. Bilim jargonu da akademi dünyasının dış devletlere servis yapma işinde son derece ehil olanlar hakkıyla kullanır. Ki, sosyal bilimler alanında, bu tip daha fazladır. Üst düzey ünişversite olanları alanen casus, taşra üniversitelerindekiler ise, “beyaz türk” adı verilen %2’lik “kancıklar milleti”nin mukallitidirler…
Çıplak hakikati saptırma görevine sahip oldukları için, bin yıldır bu toprakların haysiyetini, İslam ümmetinin izzetini koruyan Türk Milleti’ni tanımlamak asla işlerine gelmez…
Türk: Anadolu’nun şerefi, İslam ümmetinin izzetidir…
Ayyy, sosyolojik jargon kullanmadım(!).
Başta bir defa söyledim, en sağlam dayanağıyla…
Hakikat diliyle…

Bizim Sivas Yazıları, 12 Eylül 2015, Cumartesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder