16 Ocak 2023 Pazartesi

ALTILI MASANIN ALTI

Güllabi Duran’ın Erzurum’un işret meclislerinin sevilen siması olduğunu biliyorum. Hakkında çok şey anlatılır ve belli ki sevilen bir kişiliktir. Büyük sanatçı bildiklerimizin hepsiyle dost ve sofralarına oturmaktadır. Arif Sağ, İbrahim Tatlıses ve daha niceleriyle ilgili gülümseten hatıraları var ve elbette konumuzu aşar. Erzurumluların zihninde yaşar ve anlatılır. “Masanın Altı” hikâyesini İbrahim Tatlıses’ten dinlemiştim.

Sofradalar ve kadehler tokuşturuluyor. İbrahim Tatlıses, Güllabi’ye “masanın altından tokuşturalım!” diyor. Masanın altında kadehler tokuşturulurken, İbrahim Tatlıses hatırı sayılır bir parayı Güllabi’nin eline sıkıştırır. Garibim, paraya bakar ve keyfe gelir:

─ İbrahim Abi, masanın altından tokuşturmak da çok iyi oluyor,

Demiş.

Masa malum masa…

Görüneni altılı, esası çok daha fazla…

Ben altılıya değil, masanın altıyla ilgileniyorum.

Masanın üstünde konuşulanların hiçbir ciddiyeti olmadığı gibi, beklemediğim derecede çirkin olduğunu düşünüyorum. Çirkin olan başka şey ise, masanın altında sadece ve sadece küsurat partilerin liderlerinin ayyuka çıkan milletvekili pazarlığıdır. Henüz alamadıkları bir seçimde, henüz anlaşamadıkları milletvekili sayısıyla, henüz seçemedikleri cumhurbaşkanını Bizim dediğimize uyacaksın!” biçiminde tehdit ve şantajda bulunabiliyorlar. Güllabi naçar ve masum ama isimleri öyle yahut böyle siyaset tarihinde artık yeri olan “Altılı”yı vasfedecek sıfat için bence henüz erken. Milletvekili pazarlığında uyuşurlarsa masanın altından tokuşturacaklarından eminim. Kamuoyuna masanın üstünü göstermeleri büyük bir simülasyondur.

Bu seçim ABD ve Batılı uzantıları için hayatidir. Yerli uzantıları, uzantı olamayacak kadar küçüktürler ve küçük pazarlıklar içindedirler. Ben yuvarlak masaya aldırmam, şekli de sözü de yuvarlak olmak zorundadır. Aktörler de bütün köşelerini gizliyorlar. “İki resmi dilli Anayasa” değişikliği gibi konular ise, geometrik şekillere sığmayan bir kişiliği işaret ediyor. Bu masaya oturmanın tek sebebi ihtiras olabilir. İnsanlar, başka türlü kendi kişiliklerini bu kadar törpüleyemez.

Neye aldırırım?

“Amerikan Altılısı”na, altı büyük think tank kuruluşuna bakarım.

Hayat sebebi yeni harita çizmek olan ve ısrarla faaliyetini devam ettiren mezkûr kuruluşlar, konuyla Türklerden daha fazla ilgileniyor ve çalışıyorlar. “Hedeflerinde Erdoğan var!” ifadesi doğrudur ama analitik değildir. Erdoğan’da beğenmedikleri özellikler hemen hemen bende de, benim gibi çoğu insanda da var. Hepsi, Erdoğan’ın Türkiye’de yaptığı her şeye doğrudan doğruya düşman… Masanın ikinci aktörünün danışmanı, “Sizin tahmin ettiğinizden daha radikaldir!” diye rapor etmiş Erdoğan’ı ABD’ye.

İşin garibi ben Erdoğan’ı onların düşman olduğu konularda radikal bulmayan biriyim. Elbette, siyaseti dışı bir radikal olmak, bana söz söyleme rahatlığı vermektedir. 

Masa figüratiftir; esasa bakalım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder