Düşmana karşıydık arkamda şehir halkı
Yeldeğirmeni dediğin ne ki bir sıkımlık canı var!
Ellerimle çizdiğim kavis ırmaklar gibi,
Ölesiye emindim yatmayacak başaklar
Girmeyecek aramıza ihtiyaçlar listesi.
En son babamı gördüm gülümsüyordu,
Yapışmıştı elleri makinenin kulpuna.
Acı bir ıslıkmış gülümseme sandığım
Ağzında çevirdiği kıymığı tükürünce
Kömür aktı zifir gibi kapkara.
Çok namert birşeydi bu akledemedik
Savaşta değildik o yıl kuraklık yoktu
İkna olduk sonunda kıtlık var dedik.
Karnımızda kurt sürüsü soframızda kuzgunlar
Uzaktan vurulmak en büyük korku…
Hesabımız kabarmış henüz hesapta yokken
Gazete tepmişler sanki derimizin altına
Kalıbımıza göre borca batmışız.
Ani oldu herşey çoğumuz dışardaydık
Çoğumuz da zaten yetim kalmışız.
Sert olur bu dememeliyim ama sertim
Öğütülmeden kaldım nasıl kaldımsa…
Yumurta tokuşturmadan yaşamayı öğrendim,
Akmayı boğulmadan iki deniz arasında…
Öyle yalnızlıklar var ki ben icat ettim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder