9 Ocak 2013 Çarşamba

RESMÎ KAR BAYRAMI



Şöyle kafa dengi çocuklar ve gençler bulsaydım, “kar mitingi” yapacaktım… Tabii korsan miting olacaktı, çünkü herhangi bir donanmaya yazılamadım: Korsanım…
İşte bazı pankartlarım:
Karı engelleyemezsiniz!
Her çocuğa bir balıksırtı kızak!
Meclis burada kar tatili nerede…
Her mahalleye kızak pisti isteriz…
Kar rahmettir!
Şaka yapmıyorum…
Kar, hayata sükûnet ilham eden ilahî bir ikramiyedir…
Yavaşlayın, “kar mesaisi” diye bir takvim var; sizin hilafınıza var… Tabiata bu kadar muhalefet etmenizin hiçbir anlamı yok… “İşler” dediğiniz şeylerin çoğu tehir edilebilir ama bu cümbüş bir daha ele geçmez…
Kar yağdığında mekteplerin tatil olması, çocuklara ilahi bir ikramiyedir. Siz bu ikramiyeyi değerlendirin ve şöyle kar adamakıllı yağdığında anında tatili patlatın… Kaleden toplar patlatarak bayramın başladığını ilan edin.
Büyüyünce insanlar neden “devlet”leşiyorlar ve neden saçma sapan gerekçelerle kar tatiline yanaşmıyorlar anlamıyorum… Onların da anladıklarını zannetmiyorum. Büyük adam olmak, böyle “buzdan devlet” olmayı gerektirmez. Mevzuat hazretlerine bir şey olmaz korkmayın, bırakın o da dinlensin, belki onun da tatile ihtiyacı vardır.
Miting yapamadım ama zeminini hazırladım. Benim gibi düşünenlerin kulağına kar suyu kaçırmış olayım… Bu fikri gerçekleştirelim ve âlem adam gibi bir miting görsün…
Belki de gerek kalmaz! Başta böylesine büyük bir meseleyi Millet Meclisi halleder. Mahalline göre –ki Sivas için bu genellikle Zemheri ayıdır- karın kararlı bir şekilde yağdığı gecenin sabahı on günlük tatil ilan edilsin ve valiler derhal il meclisini toplayıp, kararı ilan etsin. Neyse bir hafta olsun, hadi altı gün olsun; ondan daha aşağısına da razı olmam bilesiniz.
Altı günün üç gününü kar ile karlanmaya harcarız.
Kütür kütür yürürüz evvela…
Sonra kartopu atar, birbirimizi kara yatırırız…
Kara sırtüstü yatıp kalıbımızı çıkarırız…
Dev kaleler, kulübeler, kardan adamlar inşa ederiz…
Gece bütün aileyi birarada tutacak ve hala bir “aile”mizin varolduğunu hatırlatacak sıcaklıkta işler yaparız. Hadi hiç bir şey yapamıyorsak, topluca film seyereder, çay içer, kestane gözler, şakalaşırız. Konuşacak o kadar çok şeyimiz vardır ki, karlar altında kalmış…
Altı gün ya! Topu topu altı gün… Ne düzene zarar gelir, ne de müfredat aksar; kar tatili resmîleşir ve ona göre yaparsınız hesaplarınızı…
Oğlum okuldan yeni gelmişti; yorgundu… Gazeteyi aradım ve Hakan’a “Kar tatili varmı, valilikten bir haber çıktı mı?” diye sordum…
Yokmuş…
On beş dakika sonra bir gün tatil haberi geldi ama bir gün yahu, topu topu bir gün; ben devletin kerim olanını severim, nedir bu cimrilik…
Neyse Afşin Bey’e (oğlum) müjdeyi verdim… O yorgun çocuğun benzine kan geldi ve nasıl haberleştiler bilemem, on dakika sonra en yakın arkadaşı Emre kapıdaydı…
Kar ufak ufak yağıyordu ve onlar bu anı yaşamak istiyorlardı…
Hakları değil mi? Hem de sonuna kadar…
“Kar bizim hakkımız, söke söke alırız!” pankartını hazırlıyorum, haberiniz olsun!

1 yorum:

  1. "Ey uçarken düşüp ölen kelebek,
    Bir beyaz rîşe-i cenâh-ı melek
    gibi kar
    Seni solgun hadîkalarda arar."

    YanıtlaSil