9 Ocak 2014 Perşembe

PARALEL YAPILAR VE KİŞİLİKLER

Paralel yapılar, kişiliksizlerden kurulur…
Paralel yapının figüratif şahsiyetleri; herkesle herşey olabilir, her gazetede yazabilir, her inançla uyuşabilir, herkesle dostluk kurabilir, herkesi arkasından vurabilir… Elastikidirler; omurga şöyle dursun kemiksizdirler… Aydın olabilir, tüccar olabilir, edebiyatçı olabilir, hoca olabilir; ama elastikiyet şarttır. Paralel yapılar: Evvela böylelerini devşirmek, sonra “kişilik” oluşturmak, sonra bir araya getirmek ve sonra hedef göstermek suretiyle oluşturulur.
Peki paralel yapı, neye paraleldir?
Sabit bir çizgi mutlaka vardır. Ama bu sabit çizgi herkes tarafından görülemez; aslolan görmek değil çünkü varlığına inanmaktır… Birinci aşama geçtikten sonra yapı, çok az insanın esasını bildiği karanlık ve kapalı bir örgüt haline gelir.
Paralele Örgüt, kurmanın tarihteki en iyi örneği Alamut Kalesi’dir. Bu örgütün lideri de Hasan Sabbah’tır. Sabbah, islamî motiflerle bezeli bir örgüt kurar ve müridlerini “Haşhaş” ile kendine bağlar.
Sabbah’ın modeli geliştirilmiş ve bugünün teknik ve teknolojisiyle güçlendirilmiştir. “Haşhaş” yerine pek çok enstrüman kullanılır ama temel olarak bir “inanç formu” en kuvvetli” bağlayıcı olarak ikame edilir.
Paralel Yapılar, bugünün dünyasında tüm demokrasilerin “Açık Toplum” haline gelmesini engelleyen en büyük tehlikedir. Her ülkede farklı bir biçimde ve şebeke olarak çalışan bu yapılanmalardan korunmanın tek yolu; bataklıkları kökten kurutmaktır.
Aktüel olandan uzağım, olaya değil, tavırlara bakarım…
Çünkü karanlık ve kapalı örgütler, sadece olaydan, yani sonuçtan geriye doğru çözülebilir…
Tehlikedeyiz…
BİZİM SİVAS, 10.01.2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder