1 Nisan 2014 Salı

TÜRKİYE BELEDİYE BAŞKANINI SEÇTİ

En ufak bir sürpriz yok, seçim sonuçlarında…
Tayyip Erdoğan’a yapılan ölçüsüz taarruz, onu tekrar seçtirdi…
Taarruzu yapanların ahlaklı, idealist vs. olmadıklarını millet çok iyi okudu ve gereğini yaptı… Bu açıdan bakmayı; kendilerini namuslu, yollu, edepli takdim edenler deneyemezler. Çünkü “yolsuzlukla mücadele” üzerinden sergilenen arsızlıkların çoğu farkında değildi, bir tür cezbeye kapılmışlardı.
Bir yanda dış kuvvetlerin iktidara her fırsatta ayar vermeleri…
“Hocaefendi Dini” mensuplarının E-Gerilla harekâtı…
Ablaların abilerin sokağa saçılan nefretleri…
“Hocaefendi Dizileri”nin ilginç temessülleri…
“Hocaefendi Medyası”nın eski darbecilerden daha ileri darbecilikleri…
Uzatmayayım… Muhalefet cephesi: Tapeler, kastler şöyle dursun; başbakana ve ailesine en ağır küfürler, ithamlar yağdırırken kendilerini namuslu ve faziletli sayıyorlardı. Bence kendi şebekelerinin ya iğrençliklerinin farkında değillerdi, ya da o şebekenin içindeydiler.
Halk Tayyip Erdoğan’a yöneltilen yolsuzluk iddialarını sorgulamadı; tersine kendisini yargıç yerine koyan darbeci cephenin ahlaksızlığına bakarak oyunu verdi.
Bu seçim, Tayyip Erdoğan’ı Türkiye’nin belediye başkanı yaptı… Sonrası ne olur? Başbakan “Ego”sunu zapt edebilirse: Ki, bana bu zor görünüyor… Ama kendini tutmalı, çünkü Türkiye’nin gerçek anlamda devrimlere ihtiyacı var. Başbakan, tutunulması zor bir coğrafyada, soğuk savaş kalıntısı zibil takımının tahriklerine aldırmadan akılcı davranmalı…
Yeni “Kızılelma”lara ihtiyaç var, bu konuda muhalefet ya da “Hocaefendi İstihbaratı” değil, iktidar kendi kendisine engeller koyabilir. Başbakan liderliğini konuşturdu, şimdi stratejist olarak ülkesi için sağlam adımlar atma zamanıdır. Ben, esas bundan sonra bu hükümetten doğru adımlar, gelecek için sağlam tercihler bekliyorum…
Halkın tercihini çok doğru buldum. Ama “Seçim Zaferi” eskisinden daha ağır bir sorumluluk yüklemiştir. Zafer gibi gözüken şey, bir hezimetin başlangıcı da olabilir. Muhalefet Cephesi’nden edindiğim ilk intiba aynı tahripkâr ve kışkırtıcı politikaya devam edecekleri yönündedir. İktidara düşen şey seçim atmosferinden ve gerilimden ülkeyi çıkartmaktır.
Uzun zamandır yazmadım, çünkü daha önemli ve elzem faaliyetlerim vardı. Ayrıca seçim vasatını da, kimsenin ağzından çıkanı kulağının duymadığı ortamları da hazzetmem.
Bu şehirde yanlış gördüğümü her yazdığımda, gerçek muhataplarımın değil, figüratif şahsiyetlerin karşıma dikilmesi de hep rahatsız etti. Kendimi bu ortam kirliliğinden olabildiğince uzak tutmalıyım… Şunu da söylemeliyim: Çok iyi takip ettim, muhalefet cephesinin Sivas şubesi temsilcileri de Bizans’tan talimat alır gibi aynı telden çalmaktaydılar. Sivaslının seçimi, Türkiye için en ibretli olanıdır; ibre ve istikameti halk çok iyi okumuştur. Tahminim %60 ile Ak Part’nin kazanacağı idi, Türkiye için de %48 idi; yanıldım; ama önceden ilan etmediğim için kimseye özür borcum yok. Sami Aydın’ı tebrik ederken; önceki dönemini beğenmediğimi, popülist bulduğumu, bu sefer daha güzel işler beklediğimi de bildiririm.
Evet, bu seçim Tayyip Erdoğan’ın Türkiye Belediye Başkanı seçilişi ile sonuçlandı; çünkü başbakanla muhalefet cephesi arasında geçti, bir tür referandum gibiydi…
Başbakan’ın sorumluluğu çok çok arttı; kendisini “Dik Tutan Millet”in daha adil, şeffaf bir demokrasiyi hak ettiğini düşünüyorum… 

Bizim Sivas Gazetesi, 31 Mart 2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder