25 Temmuz 2014 Cuma

SON MODEL KRİPTOLAR

Kripto denilince gençliğimizde bir tek şey akla gelirdi, Sovyet ajanı... Amerikan aleyhtarlığı genellikle o dönemin solcularının tekelindeydi, öyle ya da böyle "kripto" denilmesi kolaydı bir solcuya. Türk Milliyetçiliği kimin tekelindeydi? Bu soruya cevap vermek kolay değil ama milliyetçilik bir ideoloji olmadığı için, kapitalizmin alternatifi olamazdı, sosyalizmin neden karşısında olduğu da anlaşılır bir şey değildir. Türk Milliyetçiliğinin doğduğu sokaklardan kaynaklanan müslümanlık kokan tarafları vardı, onlar ayıklanınca "Ulusalcılık" diye bir temayül doğdu; ulusalcılık solculuk, milliyetçilik sağcılıkla bağlanabilir.
Bence milliyetçilik içinde de kriptolar vardı ve sağın içerisinde Sovyet aleyhtarlığıyla yuvalanarak siyonizme ve Amerika'ya derin hizmetler sunuyorlardı. Fakat bu kriptoları biz layığınca bilmiyor ve değerlendiremiyorduk.
Bir tarihte "oturduğum yer"den "İslamcılık"ın tek yerli ideoloji olduğunu söylediğimde, siyasetle ilişkilendirilmiş ve bugünün namlı bir köşe yazarı tarafından hem milliyetçi, hem de ulusalcılara ihbar edilmiştim... Tabii hata bendeydi, bu tür insanlarla ünsiyet kurmam yanlıştı, onlar hakikaten piyasanın kurnazlarıydı. Gök ekin çiğnediğini itiraf eden ceylanın durumuna düşmüştüm, aslanla kurt da üzerime çullanmıştı. "İslamcılık" bir ideolojidir ve modern dünya paradigmasına da, parametrelerine de tek başına muhaliftir. İslamcılık'ın tek başına ideoloji oluşunu söyleyişim, hissiyatımdan dolayı değil, ideolojinin ne demek olduğunu bildiğimdendir; dahası, geleceğe doğru da tek ideoloji olacaktır. Bunu birileri müjde kabul etsin, birileri de hücceten çatlasın diye söylemiyorum: Bu böyledir...
Şu an durum daha netleşiyor. Solculuğun türevleri de, sağcılığın tarihperest türleri ve "Kutsal Temessülatlarla Donatılmış" yeni cemaatimsi türevi de ideolojisizdir, daha doğrusu "Kripto"durlar. Neyin kriptosu olduklarına dair net bir şey söyleyebilmem mümkün değil, çok yönlü kripto olabilirler: Siyasî, iktisadî, içtimaî emelleri olan dünyevî güçler çok yönlüdür; paralel olarak da on ayrı dil, üç ayrı dinden kriptoluk mümkündür...
"Kripto" kelimesi üzerine bir kitap yazılabilir, o denli geniş bir konu; "kriptoloji" diye bir disiplin bile var... "Kriptolu Telefon" olayı gündemdedir ve bu yazıya da vesile olmuştur. "Kripto"nun bir anlamı şifredir, şifreli telefonlar devlet büyüklerinde olur; bu telefonların dinlenmesi skandal bir istihbarat vakasıdır.
Kriptolu telefonları kim dinledi?
Soruyu "kim dinletti?" diye sormak gerekir, çünkü bu telefonları dinleyecek imkân sağlandığında, emniyette sıradan bir hizmetli bile dinleyebilir. Bence bu telefonları dinleyenlerin başı bir numaralı kriptodur. Bu kripto ne islamcı, ne dinci, ne milliyetçi, ne de başka bir şeydir; dünya güçlerinin sıradan bir maşasıdır. Anlayacağınız "kriptolar" yani yabancı bir güç adına bilgi devşiren, hizmet eden insanlar artık sadece Sovyet yahut Amerika ajanı olmuyor; çok yönlü ve çok alanda hizmet verebiliyorlar.
Son günlerde "İslamcılık" eleştirisinin artmasını bile ben "yeni kripto" türlerinin oluşturdukları ve yaydıkları bir hedef saptırma dalgası olarak görüyorum. Geriye dönüp bakıyorum da benim gençliğimdeki kriptolar(!) zavallı ve idealist insanlardı, gerçek anlamda kripto varsa da biz bilemezdik. Bugün ise biliniyor ve ne kendilerine mahsus idealleri var ne de ideolojileri, çünkü sıradan "fedai"ler, tabii başlarındaki hariç...
Yine “oturduğum yer”den söylüyorum…
Orası neresi?
Dünyanın merkezidir, inanmazsanız ölçün bakın.
BİZİM SİVAS YAZILARI, 25 Temmuz 2014, 23.00

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder