30 Ekim 2023 Pazartesi

AZINLIK RAPORU
Bilgiyi alıp satarak geçinene aydın, bilim adamı, kültürlü vs. denir. Bilgiyi hayatına, kalbedene adam/ârif denir. Îrfanla bilgi bir arada olursa, bilge denir. Bilge Kağan öyledir meselâ...
Birinci zümre adeta yeni bir insan ırkıdır. Bencildir. Çok yüzlüdür. Kendini sever, sevdirmek için yaşar. Cehaletini ihtisasıyla örtme konusunda uzmandır.
İkinci zümre, bugünün dünyasının en büyük azınlığıdır.
Tüm ifadeler:
Osman Şener, Selami Elagöz ve 19 diğer kişi

28 Ekim 2023 Cumartesi

NEDEN MİTİNGDEYİZ?
Anlatamıyorum demem, anlamıyorsunuz. Evvelâ sivil ve hür bir şahsiyet olmalısın. Öyle olunca onun bunun değil; Allah'ın adamı olma ihtimali vardır. "Falan şöyle, filan böyle.." deyip, mazeret üretemem. Hesabımı tek başıma vereceğimi biliyorum. Anlamazsın. anlasan da işine gelmez. Tarihin bir anında kendimi bir kümenin içinde bulmam, hür ve sivil olmama mani değil; hem tarihe angajeyim, hem muaşeret gereğidir. Orada her çeşit insan vardır, yargılamak haddim değil. İçlerinden seçerek muaşeretimi sürdürmekten başka bir şey elimden gelmez. 
İsrail'e karşı olduğumuzu bilmek, sağır bir bilmektir; bildirmek gerekir. 

11 Ekim 2023 Çarşamba

SÖZ VERMEK YAHUT VERMEMEK
Filozofların insanı bariz bir özelliğinden dolayı düşünen, konuşan vs. sıfatlarla özetledikleri bilinen bir husustur. "Hayvan" da derler ama aslında hayvanlardan farkını vurgularlar. Nitezche'nin "söz verebilen hayvan" deyişi bana en derini delir. Gerçi, "el mâna fi batnı şair" denilir ve o da şairdir ama genel düşünce bağlamına vurursak, "dilin masum olmadığı" fikri çerçevesinde söylenmiştir.
Doğrudur. Ama tahkike muhtaçtır.
Söz vermek sözleşmedir. Senet, imza olmasa bile söz verme sözleşmedir. İnsan, kime söz vermişse onunladır. "Beli!" ifadesi bu yüzden söylenip biten bir mülakat değildir. Daima, yenilenmesi gerekir.
Sözü "Hakk"a veren hakikatlidir. Sözüne daima sadık kalan merttir. Sözünü tutmamayı ahlak haline getiren namerttir. Sözünü inkar eden münkirdir. Sözleşmesi olmayandan her şey beklenir, kalleş diyebiliriz. Sonuncu en tehlikeli türdür.

5 Ekim 2023 Perşembe

BİR MÜZİK FESTİVALİ MÜNASEBETİYLE
Agarta Müzik Festivali...
Duymamışsınızdır elbette ama duyarsınız; hissettirirler kendilerini Agartacılar, hissettiriyorlar. Hem gıpta ediyorum; hem ciddi anlamda huylanıyorum. Müziğin müthiş gücünü biliyorum, ne amaçlarla kullanılabileceğini de...
Yönetim sağa geçmeye yüz tutunca üniversiteye bir dizi proje sunmuştum. Seçilmeden önce bayılmıştı, yönetici namzetleri. Seçilince her şey bitti. Birisi doğrudan kapsamlı bir müzik fakültesi idi. Başınızı ağrıtır, uzatmayayım. Yöneticilerle kısa zamanda iletişim koptu; ye, iç, eğlen faslına geçtiklerinde de sertleştim. Yöneticilerden çok çanakçılar saldırmaya başladı; ev ile tedris arasında mesleğe devam ettim. Yönetime yakın bir hoca, teklifimi yönetime götürdü ve sonuçta Türk Müziği üzerine ufacık bir şey oluşturdular.
O projede her yıl Türk Müziği Festivali de vardı; bütün Türk ülkelerinden müzik temsilcileri gelecekler her yıl gözler Sivas'a çevrilecekti. Uzun oldu bağışlayın. Beni, bu yakınlarda yönetimin sadık yandaşı bir arkadaş, "Huysuz bir abi" diye tanıttı, kalabalığa getirerek; kalabalıktı bir şey demedim. Evvela, abi, kardeş işlerini bitireli çok oldu. Yiyin, için, paslaşın, paylaşın ve "Huysuz"ları bilhassa ayıklayın. İştahınızı kaçırırlar çünkü.
Öylesine hatırladım. Belki geçmiş zaman hikayeleri birilerinizin hoşuna gider.
Uğraştık işte "boş işler"le aman siz su akarken testileri doldurun. Benim dediklerim bundan sonra hiç olmaz.

AĞIR MANZUME
Teline değmeye gör nice derviş pozlunun,
Ağzı mancınıklanır ateşinden kurtul kurtulabilirsen.
Erbab-ı kalem takılır nicesi gördüm ki,
Bir kebaba bir mavi boncuğa tav olur.
Tav olur koçaklama söyleyen şuara,
Kağıt üstünde kalır erlikleri hünerleri;
Övgüler dizerler ciğeri beş para etmez beylere ağalara.
Darülfünun baştan ayağa kibir ve riya;
Bilgisini daha pahalıya satmaktır bütün dertleri;
Eb-u hikmet sayar bunları açıkgöz cahiller,
Çünkü akçeli işler vardır, az çok onlara da düşer.
Dinin arkasından dolaşmak için sanki çoğu,
Öğrenmiştir nasihati sözüm ona kulluğu.
Bunlara söz söylemeye dursan varıp şehre;
Linçten beter ederler ki şaşarsın,
Pek de centilmendirler kendi aralarında;
Her yol caiz onlara neymiş helal-haram,
Yeter ki, malı götürüver çaktırmadan.
Sonra aşklar gördüm kalmamış mahremiyeti,
İşte bu çok ağır geldi canıma tak etti.

2 Ekim 2023 Pazartesi

KOLTUKLAR ARASINDA ORMAN KANUNU
Kapitalizmi ucundan kulağından eleştirdiğinizde kurumsal hale gelmiş ve "Hakk" duygusundan mahrumiyetle malul bir riya hali görüyorum. Farklı versiyonlarıyla tüm sağın dini harcayarak kapitalist yaşam tarzına ulaşma arzularının dışında bir davranış biçimi geliştirdiğine şahit olmadım. Bu hallerini, bir takım ritüellerle, topluluğa tapınma ayinleriyle örtme konusunda beceri geliştirdiler.
Satıhta her şey konuşulabilir, koşuyorsunuz da. Ama iktidarlar marifetiyle burjuva hayat tarzına ulaşmak için iştiyakla dünya nimetlerine sarılırken; neredeyse sokağa taşan derin ahlaksızlık hali zerre kadar düşündürmüyor bile. Çünkü ne düşünüyorsunuz, ne de düşünen adamınız kaldı.
Sağınızda bir resim, solunuzda bir resim ortada bir koltuk. Sanki bütün ağaçlar kesilmiş, koltuğa tebdil olunmuş; koltuklar arasında da orman kanunu hüküm sürüyor.

1 Ekim 2023 Pazar

EPİSTEMİK SEFALET
Uzmanlar, otoriteler sırf kendi alanlarıyla ilgili ve kendilerine akademik unvan kazandırmaya yarayan metinlerden başka bir şey okumuyorlar ve tabii okutmuyorlar. "Dünyadan haberleri yok!" derler ya, tastamam öyle. Dayanışma, kadrolaşma, adam kayırma ve kudret simsarlığı pekiyi... Kendi ahbapları dışında kimsenin ne şiirini okurlar, ne de kitaplarının kapağını kaldırırlar. Kapağını kaldırmadıkları kitaplar, okumadıkları kişiler için de ahkam kestikleri olur.
Bu epistemik cüruf, Türk Kültürü'nün tazelene tazelene yoluna devam edemeyişinden birinci derecede sorumludurlar. Öyle ya, bunlar bilenlerdir ve bilenlerle bilmeyenler yalnız mevcudiyet değil, mes'uliyet açısından da bir değildir.
Sivil alanda da STK adı verilen sözüm ona kültürel kuruluşlarla, mezkur akademik kadroların dar alanda uzun ve tatlı tatlı paslaşmaları da işin başka bir yanı.
Bilginin, sanatın, kültürün hakiki anlamda temyiz mercisi yoktur. İktidarları nispetince kudret kazandıkça yolsuzluk katsayısının artışı da işin en harami ve sokağa vuran tarafı.
Zaman en iyi hakemdir ama bizim de tanıklığımız olsun ve bir kenarda dursun.
i