10 Haziran 2014 Salı

HİZMET İLMİHALİ VE İSYAN AHLAKI

Aslında tek maddelik ilmihal: Müslüman olacaksın ama sadece kendine…
Af buyurun buna Müslüman olmak denmez; buna müslüman takılmak denir…
Başkaları, yani diğer Müslümanlar, terbiye edilmeye muhtaç varlıklar, hatta cehennemlikler. Hizmetin Şefi’ne tabi olmamak zaten, cehennemlik olmayı gerektirir. Hayır uydurmuyorum, bunu bizzat bana söylüyorlar; polemiğe girmedim ve zaten böyle bir şeye girecek yüreğe sahip değillerdir, kıyıdan köşeden laf sokuşturuyorlar. Cevap verince hemen geri çekilip başka bir müzevvirliğin, peşine düşüyorlar; namert oldukları kesin…  “Kutb-ul Aktap” gibi bir makama sahip olan şefiniz olursa, kendine Müslüman olmak da Allah’ın ve Peygamberin emri olur…
Şu an tek argümanı yolsuzluk; bununla kendilerinin sağlam yollu olduklarını yaymaktan başka bir amaçları yoktur. Yahu bu hükümet on yıllık, sizin maceranız daha eski, sadece mezhep genişliliğiyle izah edilebilir ve içinde İslam’ın gayr-ı meşru addettiği her fiili barındıran denizaşırı ticaret ve eğitim faaliyetlerinizi kimse büyütece yatırmadı. O ötekileştirdiğiniz diğer Müslümanlar size daima hoşgörüyle baktıkları için, ayıplarınızı örttüler… Dinleme faaliyetleriniz gösteriyor ki, Türkiye’de insanların ayıbından kâr hane kuran tek Müslüman cemaat sizlersiniz…
Bunu daha önce de yazdım, oturup başka kaynağa ihtiyaç hissetmeksizin Şefin temsilcisi konumundaki adamlarının söylediklerini sosyoloji ilminin sınırları içerisinde hem de. İlim size sadece, kamuflaj ve unvan aracı olarak lazım; onun dışında asla yanından geçmezsiniz. Mutemet yazar Abdullah Aymaz diyor ki: Bizim farkımız, bireyin ortadan kalkması ve hepimizin cemaatin kişiliği içinde erimesi. Özetle bu, merak edenler okurlar… Bunu tabii, övünç vesilesi olarak söylüyor. Müslüman toplumu, topluluğu böyle olamaz; bireyi eriten bir din, İslamiyet değildir. Bireyin eridiği cemaat yapıları, ilkel kabilelerin modern versiyonudur; suç örgütlerinde, askeri yahut operasyon amaçlı örgütlerde birey eritilir; makinenin bir parçası haline getirilir. Bunu sosyolojik açılımı cemaatin kendi kendine tapınmasıdır: Gülen teşkilatı kendi kendine tapınan bir makinedir. Bari bunu İslamî olarak tanıtmayın… Üstelik cemaatin içinde erimiş ve benim de tanıdığım pek çok entelektüelin şu günlerde özgürlüğe vurgu yapmaları, demokratik taleplerde bulunmaları gülünç olamayacak kadar zavallı bir taktik iki yüzlülüğüdür. Birilerini “İsyan Ahlakı”na çağırmaları bazıları için cahillik, ama Ekrem Dumanlı gibi biri olunca provokatörlük olur. Mekanik bireyler isyan etmezler, isyan etmeleri için emredilir.
Cemaatin hoşgörü gösterilmesi mümkün olmayan ve ötekileştiren yapısını ve boyutunu anlamamıza imkân verdiği için başta Zekeriya Öz ve gaza arkadaşlarına ben kendi adıma minnettarım. Şimdi, en ufak bir eleştirimizde “İyi ama yolsuzluk var!” diye cevap veren ve herkesi partizan konumuna sokarak etiketleyen arkadaşlara şunu söylüyorum: Yolsuzluk olabilir ama bu samimi olarak cemaatin ilgileneceği bir konu değildir, bu yapının böyle bir ahlaki temeli yoktur.
Yolsuzluk davaları cemaatin kalem ağalarının da söylediği gibi kapatılmayacak ve hukukun önündedir. Siz yüreğiniz yiyorsa ve benzerleri gibi aforoz edilmekten korkmuyorsanız, bir satırcık olsun “Öteki Müslümanları” değil de kendinizi bir gözden geçirin. Bu satırların yazarı, arkasında cemaat, örgüt bulunmayan sıradan bir “birey”dir; hesabını tek başına veremeyecek adamlar Müslümanlığını gözden geçirsin…
Son olarak şunu da söyleyelim, en hazzetmediğim davranışlar içinde olan Müslüman bile kardeşimdir; ama asla diğerlerini ötekileştirip, kendini dünyanın hakimi gibi görenlerle kardeşlik şöyle dursun, komşu bile olmak istemem…
Evet isyan…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder