Dediğinizin
gerçekleşmesi için, "Mümkün olan şeyler" cümlesinden olması icap
eder... İlk şart bu ve sınırları belirler...
“Mümkün olan
şeyler”i belirleme kudreti, ehl-i temkin olmayı gerektirir. Ehl-i temkin, sabit
ve hareket halindeki eşyayı “tel’if” kudretine sahiptir…
“Za’f-ı tel’if” ile
malul olan, istikamet belirleyemez. Doğrusu ile yanlışı tenakuz teşkil etmez…
İnsan bizde, kıyas ile ulaşılan ve anlaşılan bir mertebe değildir. "İmkânlar Varlığı" olma sürecini tamamlamıştır; "Mümkünler Varlığı"dır...
İnsan bizde, kıyas ile ulaşılan ve anlaşılan bir mertebe değildir. "İmkânlar Varlığı" olma sürecini tamamlamıştır; "Mümkünler Varlığı"dır...
Güncel olmadı değil
mi?
Benim de sözüm
zaten sana/güncel insana değildi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder