“Soma Faciası” ölüm karşısında bir zihniyet dönüşümünün tescili oldu…
“Öte”nin unutulduğu ölümlere galiba alışmamız gerek, dünyevileşmenin
boyutu bence dualara bile gölge düşürdü.
Devlet yetkililerinde vaziyeti kurtarma sevdası, “neo-sokak
çocukları”nda beddua, işverende “yasalara sığınma” düşüklüğü, medyada çok rahat
ve ruhsuzca kalem oynatan sağlı, sollu piyasa seçkinleri… Hülasa, her tarafta ölümün
terbiye edici rengini uzaklaşmış gördüm; dünyevi ihtiraslar, siyasi hesaplar
çirkindi ama normal karşılandı.
Laiklik rayına oturmadan seküler ahlakın dibine vurmuşuz…
Profesyonel kalemşorların takdir üstüne kelamî tartışmaları; hakikati
dile getirmek için değil, hakikati araç kılarak rakibini döven, kendi siyasi
kabile yahut cemaat asabiyetini yücelten bir ikiyüzlülükle doluydu. Gıyabî
cenaze namazları bile denizaşırı bir reklam ajanı olarak kullanıldı…
Bu vasatı hoş görecek zagon genişliği bende yok, bir parçası da
olamam. “Bizim Millet” derken aldatıcı dinî, hamasî söylemlerin sökmediği, daha
reel bir zemini mutlaka fark etmek; kucağımızda bulduğumuz bu ortamdan yola
çıkarak daha sağlıklı bir gelecek için kafa yormak gerek.
İş güvenliğiyle ilgili yasal boşluk ve yetersizlik iktidarı ve
muhalefetiyle tüm milletvekillerini sorumlu kılar. Kanun teklifi dediğimiz
faaliyet alanındaki ciddi kifayetsizlik var; bu mevcut meclisin toplam kalitesi
hakkında kifayetsizliğin uzantısıdır. Bunu şunun için söylüyorum, basın
toplantısında işveren “yaşam odası” tabir edilen tesisin kanunî bir zorunluluk
olmadığını söyledi. Öyle gözüküyor ki, yasalar karşısında aklanırlar. İş adamı
olmak sadece yasalara uyduğu kadarını yapmak ise bu da “adamlık” değildir;
ahlakî kifayetsizlik, vicdanî sorumluluk derecesini belirlemiştir. Yasama
ahlakı, işveren ahlakıyla örtüşüyor; çift taraflı bir yoksunluk…
Keşke önce başkalarının söylemesine gerek kalmadan sorumlular,
sorumluluklarındaki zafiyeti anlayıp, derhal gereğini yapsalar. Özür dileyin,
dilemeyin bu nezaketinize kalmış ama derhal yasal boşluğu giderin, halkı
birilerinin vicdanına bırakmayın. İşveren statüsündeki her zat, yasayı
beklemeden işçisini daha uzun ve daha iyi yaşatmanın yolunu bulsun…
Bu yazının dua etmeye hak kazanmama vesile olmasını dilerim…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder