PAYLAŞMAK
Paylaşamayanlar kaybederler...
Paylaşmanın önünde en büyük engel de insanın bir davası
olmayışı yahut davasında sadakatsizliğidir. Başka gerekçeler, sadakatsizliği
örtmek için söylenir, söylemin takdim tarzına göre inandırıcı da olabilir. Takdim
tarzı önemli, çünkü ambalaj devridir.
Dava deyince akla ilk gelen memleket kurtarma davasıdır ama
ben en genelini söyledim. “Malı götürme” de bir pekâlâ dava olabilir. Tamamını
ben götüreyim dersen, malın kırıntısı bile eline geçmez. Bir ideal sahibi
olmak, insana mahsustur; idealler, maddi iştahı, mal sevgisini vs yönetebilmekle gerçekleştirilebilir.
İnsandan gaye ve anlam çekilip alınırsa, kalan tarafına hayvanlar dünyasındaki
üleşme belgeselleri ışık tutabilir. Şöyle bir şey meselâ: kurtla tilki maişet
için paylaşmak yerine birbirine girerse, sesleri duyan aslan duruma el koyar.
Aslan doymazsa, kurt ve tilki için daha büyük tehlike var demektir.
Paylaşmak insana verilen
bir imkândır, çünkü insan akıl
sahibidir. Elde olanı paylaşmaya günümüzde çok rastlanmadığı gibi, gelecekte
elde edilmesi muhtemel bir çıkar için bile anlaşmak yerine güç gösterisini
tercih ediyor ikbal düşkünleri… Muhterislerin ellerine bir şey geçmeyeceği
gibi, mevcudu da kaybederler. Konu açılmışken kapitalizme çakmadan geçersem, günah yazılabilir.
Kapitalizm insanlardan paylaşma fikrini kazırken, dünyayı kendi arasında
paylaşan insanların hâkimiyetinin adıdır. Modern iktidar, paylaşmaya muktedir
olanların organizasyonudur. Adamlar mangırperest ama yine de paylaşmayı
biliyorlar. Demek ki, bir kapitalist bile gelecek için umut vaat edebilir;
parçalanmış bilinçler ise umutsuz vakadırlar.
Genel şeyler yazdık,
dileyen özel havadislere de uygulayabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder